20090616 02:11

Para uğruna çocuk ağlatıldı, herkes de seyretti.

Reyting deyince sempatik mi oluyor bilmiyorum ama, televizyon kanallarının ve yapımcılarının reyting yani para uğruna yaptıkları sınırı çoktan aştı.
13 Haziran Cumartesi akşamı ATV'de yayınlanan Bir Şarkısın Sen isimli çocuk şarkı yarışma programında da bunun bir örneği vardı. Memleketinden ve annesinden bu yarışma için üç aydır ayrı olan on yaşındaki küçük, yetenekli ve çok sevimli kız çocuğu Berna ile şarkı öncesi sohbette annesi hatırlatıldı. On yaşındaki ufaklık sonra annesinin en sevdiği duygusal bir ayrılık şarkısı söylemeye koyuldu. Her insan gibi dayanamadı ve şarkının daha ilk kısımlarında başladı ağlamaya. Çocuk içini çeke çeke ağlıyor, bir yandan şarkısını söylemeye çalışıyor, bir yandan gözlerini siliyor. Herkes de onu izliyordu. Sanki ekrandan izliyor gibi!
Şimdi müdahele edecekler dedim her saniye ama olmadı, çünkü birazdan annesinin geleceği tanıtımlarda verilmişti. Anne bir türlü gelmiyordu. Eminim ki bir anne, hem de üç aydır yavrusuna sarılamamış bir anne orada onu izlemek istemezdi. Ancak sayın yöneticiler annenin yavrusuna erkenden gitmesine izin vermediler ve şarkının sonuna kadar o şirinler şirini çocukcağız ağladı, herkes seyretti. Sunucular, konuklar.. Biz.. Ardından anne geldi, eline mikrofon vermeyi ihmal etmemişlerdi. Sarılırkenki yavrum diye haykırışı mikrofondan bizlere çok net ulaştı.
Şimdi soruyorum, anne ile on yaşındaki çocuk aynı stüdyodalar ama kavuşamıyorlar. Üstelik çocuk hüngür hüngür ağlıyor, birileri anneyi tutuyor. Bu nedir? Ne içindir? O çocuğun küçük yüreğini üzdükten sonra, onu çok sevdiğinizi nasıl söylersiniz. O çocuğun yüreğinin dakikalarca incinmesi, akan gözyaşları mıydı daha önemli olan, yoksa para mı? Yazıklar olsun..

Etiketler: , , , ,

20090611 12:10

Hidayet ve Başarılı Türk Sporcular

Dünya'da branşında en iyi olmuş Türk sporcular:
Naim Süleymanoğlu:
Halter: Üç kez üstüste 1998 Seul, 1992 Barcelona, 1996 Atlanta Olimpiyatları'nda altın madalya.
Halil Mutlu:
Halter: Üç kez üstüste 1996 Atlanta, 2000 Sydney, 2004 Atina Olimpiyatları'nda altın madalya.
Hamza Yerlikaya:
Güreş: İki kez üstüste 1996 Atlanta, 2000 Sydney Olimpiyatları'nda altın madalya.
Mustafa Dağıstanlı:
Güreş: İki kez üstüste 1956 Melbourne-Stockholm, 1960 Roma Olimpiyatları'nda altın madalya.
Hüseyin Özkan:
Judo: 2000 Sydney Olimpiyatları'nda altın madalya.
Süreyya Ayhan:
Atletizm: 1500 metrede 2002 Avrupa Atletizm Şampiyonası (3:58:79 Avrupa Rekoru), 2002 ve 2003 Golden League Şampiyonlukları.
Elvan Abeylegese:
Atletizm: Golden League'de 11 Haziran 2004'te 5000 metre bayanlarda 14:24:68 derecesiyle dünya rekoru.
Semih Saygıner:
Bilardo: 1994 (3 Set) 45 sayı 11 vuruş(4.090 ortalama) ve 50 sayı 14 vuruş(3.571 ortalama) ile yılın Dünya rekorları, Üç Top Bilardo'da 2003 Dünya Şampiyonu.
Mehmet Okur:
Basketbol: 2003/2004 NBA Şampiyonluğu (Detroit Pistons), NBA ALL-Star 2007
Hidayet Türkoğlu:
Basketbol: 2008/2009 NBA Finalleri (Orlando Magic)

Elbette eklemediklerim de olabilir. Tüm bunların içinde nedense bana Hidayet'inki biraz daha farklı geliyor. Çünkü Dünya'nın en iyi basketbolcu grubunun yarıştığı NBA'de Finale yükselen takımda böylesine başrol oynamak, takımının beyni olmak Dünya'nın şu andaki en iyi basketbolcularından biri yapıyor bence onu. Performansını çok önemsiyorum. Sporculuğa bakış açısını da. Şu röportaja da bir göz atabilirsiniz.

Etiketler: , , , , ,

20090602 18:18

Beşiktaş'ın sonradan tescil edilen iki şampiyonluğu

İddia edildiği gibi bu şampiyonluklar Beşiktaş, Fener'le Cimbom'un gerisinde kaldı. Yazık o da büyük takım yıldız alsın. Canım canımm nasıl da bakar masum masum, nasıl da büyüktür verelim hadi şeklinde VERİLMEMİŞTİR.

Bu şampiyonluklar Futbol Lig statüsü tarihi ile ilgilidir. Çok uzatmadan anlatacağım. Türkiye'de mahalli ligler vardı. Ve ortaya bir Türkiye şampiyonu çıkarabilecek bir mekanizma yoktu. İstanbul şampiyonu olabilirdiniz, İzmir veya Ankara olabilirdiniz, bu üç ilin arasında yapılan organizasyonda şampiyon da olabilirdiniz ama Türkiye şampiyonu sayılamazdınız mantık olarak da statü olarak da.

1956-1957 sezonunda bir Türkiye şampiyonu çıkarmak ve ülkeyi Avrupa'da temsil edecek takımı belirlemek adına bir statü değişikliğine gidilir ilk kez. Dönem federasyonu artık Türkiye geneli bir şampiyon çıkarmak için ülkedeki tüm profesyonel futbol kulüplerinin yer aldığı bir lig düzenler adı da "Federasyon Kupası"dır. Burada yanılgı bu formatın ilk turlarının bir bölümünün kupa usülü eleme yöntemini içermesidir. Aynı formatta 1957-1958 sezonu da oynanır ve bu yıllarda Beşiktaş Türkiye şampiyonu olarak ülkeyi temsil eder. Ülkeyi temsil hakkı aldığı 1958-1959 sezonuda Avrupa Şampiyon Kulüpler kupasında, en iyi 16'da o yılın şampiyonu Real Madrid'le karşılaşır. İspanya'da 2-0 yenilir. İstanbul'da Kaya Kösteben ve Juan Santisteban ın karşılıklı golleriyle 1-1 berabere kalır. bkz. Uefa Resmi Link Federasyon 1958 sezonunda ise lig statüsünde tekrar bir düzenleme yaparak bu kez statüyü iki farklı grup ve sonra grup şampiyonlarının final maçı yapması formatına getirir. Günümüze gelene kadar statü defalarca değişmiştir. Puan sistemi, grup yapısı, vs. Ancak 1959 tarihi günümüzde Turkcell Süper Lig'in ilk başlangıcı olarak görülmektedir. Bu doğru da olabilir. Eğer Ülke Ligi başlangıcıysa kısmen doğru da olabilir tarih.

Konu Türkiye şampiyonluğu sayıları ise ama gerçekten bir mantık ve hukuk/hukuksuzluk vardır. 56/57 ve 57/58 yıllarında Beşiktaş Türkiye Şampiyonu OLMUŞTUR. Öncesinde de her takımın var şampiyonlukları ama Türkiye şampiyonu sıfatı yoktu. 1956'dan itibaren bu sıfat vardı ve organize Avrupa kupalarına gönderdik biz takımlarımızı.

Şimdi çok önemli soruyorum size, Beşiktaş'ın şampiyonluk sayısı, Türkiye Şampiyonu sıfatı aldığı yıl sayısı mıdır? Yoksa 10'dan fazla kez değişen formatlardan daha bir köklü olanını seçip o tarihten itibaren olanların sayısı mıdır? Bu konudaki benim satırlardır yaptığım savunma ülkede hukuken yapılmıştır. Spor mahkemesi olan Tahkim Kurulu konu hakkında Beşiktaş'ı haklı bulup o iki yılki şampiyonluğunu Türkiye Şampiyonluğu olarak tescil etmiştir, ama Türkiye Ligi'nin başlangıcı kabul edilen 1959 yılını değiştirmemiştir. Ve TFF davanın sonuçlanmasının ardından şöyle bir resmi açıklama yayınlamıştır.

"Türkiye 1. Ligi'nin başladığı tarih TFF tarafından 1959 yılı olarak kabul edilmesine karşın, TFF Tahkim Kurulunun 09.05.2002 tarih, 2002/52E ve 2002/68K sayılı kararı tahtında Beşiktaş Kulübünün 1956/1957 ve 1957-1958 sezonlarında Türkiye Ligi şampiyonu olduğuna ve bu şampiyonlukların TFF yıldız kriterine dahil edileceğine karar verilmesi sebebi ile toplam şampiyonluk sayısı, toplam lig sezonu sayısından 2 fazladır."

Konu budur, sevgiler.

(Beşiktaş gazındayken bir de açıklama yapayım)
Sağlam Kafa Sağlam Vücutta Bulunur: Türkiye'de sporun bir spor kulübünün kurulmasıyla resmileştiği 1903 yılıyla özellikle askerlerin daha iyi savaşmak için yaptığı Jimnastik sporu da resmi ve organize bir şekilde yapılmaya başlanmıştır. Atatürk'ün çok büyük önem verdiği ve Türk ordusu için spor faaliyetlerini kurumsal düzeyde ilk kez düzenleyen, ilk spor kulübü Beşiktaş JK'dir.

Etiketler: , , , , , , , , , ,